3. Erciyes Uluslararası Bilimsel Araştırmalar Kongresi, Kayseri, Türkiye, 09 Mayıs 2020, ss.38-39
Bir şeyin kusurunu gizlemek anlamında kullanılan tedlis, hadis ıstılahında herhangi bir
râvînin görüşmediği veya görüştüğü halde kendisinden hadis dinlemediği hocasından işittiği
vehmini uyandıracak şekilde rivayette bulunmasıdır. Buradan hareketle bir râvînin naklettiği
hadisin isnadında muhatabı aldatarak görüşmediği veya görüştüğü halde hadis rivâyet
etmediği hocasından işittiği zannını uyandıracak biçimde rivayet ettiği hadise müdelles
hadis denilmiştir. Hadisin senedindeki râvîlere ve rivayet lafızlarına yönelik müdahalelerde
bulunan bu kişilere müdellis râvî denir. Naklettiği hadiste tedlis yapan kişi, aslında hadisin
isnadında yer alan açıklık ve berraklığı ortadan kaldırmak suretiyle kapalılığı tercih etmiş
ve böylelikle hilekâr davranarak hadisin kusurunu gizlemek için bu yola başvurmuştur.
Bundan dolayı müdellis râvînin tedlis yaparak naklettiği hadisin hükmü değeri konusunda
âlimler muhtelif görüşler ileri sürmüşlerdir. Ancak genel olarak bu türden olan rivayetler,
zayıf hadis kategorisinde değerlendirilmiştir. Hadis rivayetinde hassas bir noktaya temas
etmesi açısından müdelles hadis, aynı zamanda hadis usulünün önemli konularından
birisidir ve hadis tarihinde bu konuyla ilgili pek çok muhaddis âlim önemli malumatlar
kaydetmiştir. Bu muhaddislerden birisi de İbnü’l-Mibred el-Makdisî’dir (ö.909/1503). Aynı
zamanda önemli bir Hanbeli usulcüsü olan İbnü’l-Mibred, 840/1436-909/1503 yılları
arasında Dımaşk’ta yaşamış, döneminin önemli simalarından hadis, fıkıh, tefsir, tasavvuf,
nahiv, tarih ve tıp gibi çeşitli ilimler tahsil etmiştir. Bilhassa Hadis ilimleri ve Hanbelî
fıkhında temayüz eden İbnü’l-Mibred, dört yüzün üzerinde eser kaleme almıştır. Bu
tebliğde çeşitli eserlerinden hareketle İbnü’l-Mibred’in müdelles rivâyetlerle ilgili
yaklaşımı incelenecektir.