Said Nursi'nin Eğitim Felsefesi Medresetüzzehra, Van, Türkiye, 12 - 14 Ekim 2012, ss.128-140, (Tam Metin Bildiri)
XVI. yüzyıldan itibaren başlayan, Fransız İhtilali’yle beraber siyasallaşan ve Sanayi Devrim’iyle birlikte de kurumsallaşan modernite, değişim süreci geçirerek sonuçta yerini postmodern döneme bırakmıştır. Türkiye’nin Tanzimat’la beraber çektiği sıkıntıyı çağdaşlaşma anakronizması olarak tanımlamak mümkündür. Bu durum Batı’yı ve onun ürettiği kurumları zihinsel, siyasal ve toplumsal arenada eşzamanlı olarak uygulamak anlamına gelmektedir. Said Nursi’nin direnci ise dini bir bütün olarak yaşayan cemaat yaşantısından laik yaşama geçişte başlamıştır. Sunumu yapılan yeni dini yaşamaya mecbur bırakılan insanlara yaşayabilecekleri yeni dönüşüm süreci için yeni bir kavramsal çerçeve sunmuştur. Bu, yeni bir anlam haritası demekti. Bu haritanın içinde halkın yaşam pratikleri, yeni şartlara uyum süreçleri ve halkın içine girebileceği yeni dayanışma ağlarına uygun “meydan okuma biçimleri” vardı. Said Nursi, risalelerinde yaşam kalitesine olan vurgusunu “ölüm” üzerinde de yapmaktadır. Çünkü güneşe doğrudan doğruya bakamayan insanın, ölüme de bakamaması gerçeği ile karşı karşıyayız.