KURTUBİ’nin Hadis İlmindeki Yeri


Gezer A.

Gonca Yayınları, İstanbul, 2010

  • Yayın Türü: Kitap / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2010
  • Yayınevi: Gonca Yayınları
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Elimizdeki en büyük ahkâm tefsirlerinden biri el-Câmi' li Ahkâmi'l-Kur'an' ın
müellifi müfessir Kurtubî, 7. (13.) asırda yaşamış büyük bir alimdir. Kurtuba'da
doğmuş, büyümüş, tahsiline orada başlamış ve onu Mısır'da tamamlamıştır. Yaşadığı
dönem; hem Endülüs için, hem de bütün İslam alemi için çok sıkıntılı bir zamandır.
Endülüs'ün merkezi Kurtuba düşmüş ve İslam aleminin merkezi Bağdat da moğollar
tarafından istilâ edilmişti. Bunun üzerine Kurtubî, Mısır'a hicret etmiş, Minye’ye
yerleşmiş ve orada vefat edinceye kadar eser te’lifiyle meşgul olmuştur.
Kurtubî, hadis açısından çok sağlam ve zengin bir alt yapıya sahip idi. Sahîhi
Müslim şerhi el-Mufhim'in sahibi Ebu'l-Abbas el-Kurtubî ve Hâfız el-Munzırî'nin
dışında, el-İmâm el-Muhaddis lakablarıyla tanıtılan İbn Revvac, Ebu Amir Yahya b.
Ahmed b. el-Eş’arî... gibi birçok alimden hadis tahsili yapmıştır.
Hadis imamlarına ve özellikle de Buharî ve Müslim'e karşı büyük bir güveni
ve saygısı vardır. Hadisleri, musannıflardan nakletmek, genel olarak takib ettiği bir
metottur. Bununla beraber, senet ile hadis rivayet ettiği de vakidir. Hz. Peygamber'e
12 ravi ile ulaşabilmektedir. Mükemmel bir rical bilgisine sahip olduğunu gösteren
misaller çoktur. Kurtubî'nin zihninde, Sahîhân ve Kütüb-i Hamse mefhumu bir
ıstılah olarak vardır. Fakat Kütüb-i Sitte şeklindeki bir ifadesine şahit olamıyoruz.
Kurtubî'nin tefsirinde, sahih hadisler çok olmakla beraber, zayıfları da az
değildir. Mevzu hadislere ise yer yer rastlanabilmektedir. Fakat bu, tekrarlar hariç
6737 hadisin kullanıldığı 20 ciltlik büyük bir tefsir için normal görülebilir.
Hadisleri genellikle, ayetlerin tefsirinde ortaya çıkan müşkillerin çözümünde
bir örnek veya şahit olarak kullanmaktadır. Yani hadisler, ana konu incelenirken
istifade edilebilecek ikinci derecede bir kaynak konumundadır. Hal böyle olunca,
hadis ilmiyle ilgili konular, Kurtubî'nin düşüncesinde, genellikle ikinci derecede bir
mesele teşkil etmektedir. Dolayısıyla hadisleri alırken, rivayet şartlarından daha çok
o hadislerin manası ile ilgilenmektedir. Bu durum onu, hadis alma konusunda
müteşeddid olmaktan ziyade mütesâhil olma konumuna götürmektedir.

ABSTRACT:
THE PLACE OF AL-QURTUBÎ IN THE FIELD OF HADITH:
Abu Abd Allah Mohammed İbn Ahmad İbn Abî Bakr İbn Farah al-Ansârî al-
Khazrejî al-Qurtubî, born in Kurtuba of Andulus (Spain). His life of learning starts in
Kurtuba and continues in Egypt where he immigrates to it, following the invasion of
Kurtuba in 633/1236. He takes lessons on tradition (hadith) from masters such as
Abu al-Abbas al-Qurtubî and others in Alexandria. Later, he settles at Munya and
devotes himself to write books. He died there in 671/1272.
His most important work is al-Jâmi li-Ahkâm al-Qur’an wa al-Mubayyin li
mâ Tadammana min al-Sunna wa Âyât al-Furkan, a commentary on the Quran. The
other well-known books are al-Asna, on the interpretation of the most beautiful
names of Allah; al- Tadhkar fi Âfdal al-Âdhkar; Kitab al-Tadhkira bi-Umûr alÂkhira;
Sharh al-Taqassî; Kitab Qam’u al-Hırs bi al-Zuhd wa al-Qanâ’a wa Radd
Dhill al-Suâl bi al-Kutub wa’l-Shafâ’a; and an Urdjûza.
The aim of this study is to present for consideration Kurtubi’s Place in the
Field of Hadith through applications to his commentary. He does not have the term
of al-Kutub al-Sitte in his mind yet but Sahîhân and al-Kutub al-Hamse. However,
he owns those six books and makes use of them as narrating a great number of
hadiths. There are approximately 7.000 hadiths assembled in his commentary.
Kurtubî narrates from compilers (musannıf) of traditions. A reference to one
of compilations (Musannaf) for a tradition is usually enough for him. He feels no
need to criticise masters of traditions like Bukhari and Muslim. He has profound
knowledge in the field of Rijâl (Biography). But, while making investigations into
conditions of men who form the chain of narrators of traditions that he mentions, he
occasionally criticizes the views of experts on Rijâl. Traditions, assembled by him
are usually authentic (sahîh). However, he makes use of weak (zayıf) hadiths as well
as appocrifical (mevzu) traditions, we think that number of them is few. His
approach to accepting traditions as authentic is not very critical but lenient (mütesâhil).
He more interested in the content than the process of transmission. He assembles
hadiths for solvation of question raised by the verse which he interpretates.