Türkiye'de Müzecilik ve İstanbul Çinili Köşk Müzesi Örneği


Tengiz K. G.

Uluslararası Kültür, Sanat ve Toplum Sempozyumu, Van, Türkiye, 18 - 20 Ekim 2018, cilt.1, sa.1, ss.177

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Cilt numarası: 1
  • Basıldığı Şehir: Van
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.177
  • Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Müzecilik, ilk olarak batıda soyluların kişisel zevk için çeşitli sanat eserlerini ve kumandanların savaşlardan elde ettikleri ganimetleri bir araya toplamaları sonucunda ortaya çıkmıştır. Müzeler başlangıçta halka açık olmayan, sadece devlet adamları, bilginler ve soylu kişilerin yararlandıkları alanlardı. Müzelerden halkın faydalanması ve eserlerin halkın ziyaretine açılması ise 1850 yılından sonra olmuştur. Türk Müzeciliğinin temeli ise İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin temelini de oluşturan Mecma-ı Asar-ı Atika'ya (Eski Eserler Koleksiyonu) dayanmaktadır. Mecma-ı Asar-ı Atika kolleksiyonu Sadrazam Ali Paşa döneminde düzenlenmiş ve 1869 yılında dönemin Maarif Nazırı Saffet Paşa tarafından Müze-i Hümayun (İmparatorluk Müzesi) adıyla ilk Osmanlı İmparatorluğu müzesi kurulmuştur. Müze-i Hümayun'un çevrelediği yapılardan biri olarak dikkat çeken Sırça Saray (İstanbul Çinili Köşk) 1880 yılında İmparatorluk Müzesi (Müze-i Hümayun) tarafından Arkeolojik ve İslami Eserlerin sergilenmesi için kullanılmıŞtır. Yapı, 1939 yılında Topkapı Sarayı'na bağlanmıŞ, içinde bulunan eserler çeşitli müzelere dağıtılmış ve o dönemde müze işlevini yitirmiştir. Arkeoloji Müzeleri'ne bağlanan İstanbul Çinili Köşk Müzesi'nde bugün Türk İslam Çini Sanatına ait eserler bölgesel ve kronolojik olarak sergilenmektedir.