DİNLEME EĞİTİMİ, MEHMET NURİ KARDAŞ, Editör, Pegem Akademi, Ankara, ss.71-90, 2020
Anlama/kavrama becerisi olarak bilinen dinleme/izleme, toplumu oluşturan
insanların yaşamları boyunca yaptıkları öğrenmelerin neredeyse tamamında
karşımıza çıkmaktadır. İşitme/işitilme ile başlayan dinleme süreci, anlamanın
gerçekleşeceği aşamaya kadar bilişsel birçok basamağı/bileşeni kapsamaktadır.
Anlama kontekstinde yer alan bu bileşenler, bireyin tüm nörolojik süreçlerinin
dikkate alınmasını gerekli kılmaktadır. Çünkü dinleme ve anlama sürecinin
amaca uygun gerçekleşebilmesi beynin spektrumunda yer alan lobların eş zamanlı
çalışmasına bağlıdır.
Beyin yapısı farklı alanlardan oluşmaktadır. Beyinde yer alan her lobun bir
ya da birden çok işlevi vardır. Frontal lob; alın kısmına yakın yer alır. Konuları
değerlendirme burada yapılır. Frontal lob bireyin duygusal durumlara yaklaşımını,
iletişim kurma becerisini ve mental işlevlerini belirler. Temporal lob; tabanda
yer alır. Bellek ve işitme/duyma ve dilsel beceriler ile ilgili işlevleri kontrol eder.
Parietal lob; beynin iki yanında yer alır. Duyusal uyaranlarla ilgilidir. Parietal lob
bireyin dokunma ve algılama süreçlerini yürütür. Oksipital lob; beynin arka tarafında
yer alır ve görme işlem merkezidir. Serebellum; beynin arka tarafında beyin
sapının yanında yer alır. Fiziksel hareketleri koordine eden merkezdir. Beyinsapı; beynin tabanında yer alır. Sinir sistemini düzenlemek, kan basıncını, kalp
atışını, görme ve işitme gibi duyusal refleksleri, solunum ve yutma, uyku düzeni
vb. işlemler beyin sapında gerçekleşir.
Bellek, bireyin anlama ve öğrenme sürecine etki eden, bilgi depolamaya, benlik
gelişimine ve zihinsel fonksiyonlarının kullanılmasına yardımcı olan beyin işlevidir.
Hafıza ismi de verilebilir. Bellek bilgiyi işleme ve saklama gücüne göre üçe
ayrılmaktadır. Bunlar duyusal, kısa süreli ve uzun süreli bellek olarak adlandırılır.
Duyusal bellek, çevreden gelen uyarıcıların (görme, işitme, dokunma, koku
ve tat) algılandığı, bellek işlem sürecinin ilk aşaması olarak kabul edilir. Duyulara
gelen uyarıcıların işlenmesindeki sorumluluk duyusal belleğe aittir. Görsel uyarıcılar
bir fotoğraf gibi kodlanırken işitsel uyarıcılar ses yapıları olarak kodlanır. Bu
kodlamaların duyusal kayda erişen bilgilerin aynısı olduğu söylenmektedir. Duyusal
bellek, çok büyük bir işlem sahasına sahip olmasına rağmen buradaki kodlamaların
sadece bir kısmı dikkat ve algılama sayesinde kısa süreli belleğe aktarılır.
Kısa süreli belleğin genel özelliklerini Köksal (2013) şu şekilde sıralamıştır:
• Duyusal bellekten gelen bilgiler bu bellekte kısa süreli olarak saklanır ve
bu bellekte bilgi işlenerek anlamlandırılır.
• İşlenen bilgiler ihtiyaç halinde saklanmak üzere uzun süreli belleğe
aktarılır. Bu bilgilerin güncellenmeye ihtiyaç duyulması halinde geri
getirilerek bilgiler düzenlenir.
• Öğrenmeler bu bellekte gerçekleştiği için bellek bilinçli bir süreç içinde
çalışır.
• Kısa süreli belleğin kapasitesi sınırlı olduğundan dolayı tekrar ve gruplama
stratejileri ile bilgiler düzenlenir.
Uzun süreli bellek, bilgilerin kalıcı olarak depolandığı bellektir. Bireyin edindiği
bilgiler, bu bellekte devamlı olarak kalmaktadır. Öğrenmenin gerçekleştiği
bellek, uzun süreli bellektir. Bu bellekte birey kalıcı değişiklikler yaparak bilgilerin
uzun süre kalmasını sağlayabilmektedir (Onan, 2005). Bir bilginin öğrenilmiş olarak
kabul görmesi için bu bilginin uzun süreli bellekte depolanması gerekir. Uzun
süreli belleğin kapasitesinin sınırsız olduğu görüşü çoğunluktadır. Bir bilginin
beyinde depolanabilmesi için kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe aktarılması
gerekmektedir (Senemoğlu, 2011).
Uzun süreli belleğin genel özellikleri Aydın (2003) tarafından şu şekilde sıralanmıştır:• Uzun süreli belleğin kapasitesi sınırsızdır ve her zaman öğrenmeye açıktır.
• Bu belleğin verimli kullanılabilmesi tekrar ve pekiştirme ile doğru orantılıdır.
• Uzun süreli belleğe aktarılan bilgiler yaşam boyu saklı kalır.
• Görsel, işitsel, sözel ve sayısal sembollerin kullanımı bu belleğin gelişimine
katkı sunmaktadır.
Uzun süreli belleğin açık ve örtük bellek şeklinde özelliklere sahiptir. Bilginin
bireyler tarafından önceki yaşantılardan hareketle istemli bir şekilde geri
getirilmesi açık bellek olarak tanımlanmıştır. Örtük bellek ise farkında olmadan
öğrenilen bilgilerin ve becerilerin saklandığı yerdir. Açık bellek, anlamsal ve anısal
bellekten oluşurken örtük bellek, işlemsel bellekten oluşur.
Okulda öğrenilenlerin çoğu anlamsal bellekte depolanmaktadır. Çünkü bu
bellek hem sözel hem de görsel olarak kodlanan bilgileri birbirlerine bağlar.
Açık bellekte yer alan anısal bellek bireyin kişisel yaşamının depolandığı
alandır. Bir otobiyografik işlev gören anısal bellek, bireyin hayatı boyunca başından
geçen olaylar ve durumlar, kısacası bireyin kişisel yaşamı bu bellekte depolanmaktadır.
Örtük bellek alanı içinde yer alan işlemsel bellek, bireyin motor beceriler
gerektiren bilgilerinin depolandığı bellektir. Araç kullanma, yüzme, kayak yapma,
bisiklet sürme gibi psikomotor becerilere ait bilgiler bu bellekte yer almaktadır.
Bellek destekleyiciler, bellekteki bilgilerin unutulmasını önlemek, belleğe
kodlanan bilgilerin hatırlanmasını kolaylaştırmak ve belleği geliştirmek gibi
amaçlarla kullanılmaktadır.