HECE, Ankara, 2021
Çeşitli amaçlarla
kurulan ve bu amaçlar içerisinde insanlara yardım etme hedefini ilk sırada
barındıran hayır müesseseleri, millî ve dinî kültürümüzün en önemli
parçalarındandır. Bu hayır müesseseleri içerisinde ilk akla gelen de elbette
vakıflardır. Vakıf kurumu toplumda; dinî, sosyal, eğitim, sağlık ve belediyenin
yapmış olduğu işlere yönelik birçok hizmetleri yapmayı esas almıştır. Günümüzde
eğitim ve güvenlik gibi kuruluşların görevini geçmişte vakıflar yerine
getirmekteydi.
İslam devletlerinde,
Anadolu’da kurulan Türk devletlerinde ve özellikle Osmanlı Devleti’nde
vakıflara büyük önem verilmiştir. Anadolu, beylikler ve özellikle Osmanlı
döneminde adeta bir vakıflar cenneti haline gelmiştir. Sultanlar, devlet
adamlarının ileri gelenleri ve varlıklı kişilerin mallarını vakıf yapmak
suretiyle hizmete dönüştürmüşlerdir.
Bitlis, kültür zenginlikleri ile
Anadolu’nun kadîm şehirlerinden biridir. Bitlis ve çevresinde bulunan yazılı,
sözlü ve anıtsal kültür öğeleri, birçok tahribata rağmen, Bitlis merkez başta
olmak üzere Ahlat, Adilcevaz, Güroymak (Norşin) ve Hizan gibi yerlerde halen
yaşamaktadır. Hulefâ-i Râşidîn döneminde fethedilen bölgede İslâm medeniyetine
ait birçok esere rastlamak mümkündür.
Vakıf Kayıtları Ekseninde BİTLİS’İN
KÜLTÜR MİRASI adlı kitabın temelini, Bitlis Vakıflar
Bölge Müdürlüğü’nde bulunan ancak daha sonraları Vakıflar Genel Müdürlüğü
Arşivi’ne gönderilen Bitlis Vakfiye Kayıt Defteri oluşturmaktadır. Ancak
yapılan bu çalışma söz konusu defterle sınırlı kalmamış, diğer arşiv
belgelerinden de yararlanılmıştır. Araştırmacıların bu deftere daha kolay
ulaşabilmelerini sağlamak amacıyla, defterde bulunan Osmanlı Türkçesi ile
kaydedilen belgeler transkribe edilmiştir. Defterde bulunan Arapça ve Farsça
belgeler de aynen -Arapça ve Farsça olarak- kaydedilmiştir.
Bölgede tesis edilen cami, mescit ve
diğer hayrî vakıflarla halkın dinî ihtiyaçlarının giderilmesi amaçlanmıştır. Ayrıca yöre insanının ilmî seviyesini yükseltmek ve
en büyük düşman olarak belirtilen cehaleti izale etmek amacıyla, gerek
yöneticiler ve gerekse hayırsever kişiler vasıtasıyla birçok medrese
yapılmıştır. Bitlis ve civarında tekke, zaviye, han ve hangâhların bulunması da
tasavvufî bir yaşam şeklinin ileri boyutta olduğunu göstermektedir.
Yüz yıllar
boyunca Bitlis ve çevresinde birçok vakıf yapılmıştır. Günümüze kadar intikal
eden söz konusu vakıflar ve bu vakıflarla ilgili olan kayıtlar geçmişin dinî,
ilmî, siyasî, mezhebî ve tasavvufî birçok kültürel izleri beraberinde
taşımaktadır.
Büyük
ölçüde arşiv vesikalarına dayalı olarak yapılan bu araştırmamızdan çıkarılan en
önemli sonuç, Bitlis’in sosyal ve kültür tarihini müdellel bir şekilde ortaya
koymasıdır.